11 Şubat 2011 Cuma

Hatchet


Hatchet 2006 yapımı Adam Gren tarafından yazılmış ve yönetilmiş bir gore filmi. Film düşük beklentilerle izlendiği zaman insanı epey eğlendirecek sahneler içeriyor. Çok sıradan, hiçbir sürpriz barındırmayan, zayıf öykü ve senaryosuna karşın mide kaldırıcı sahneleri ile oldukça dikkat çeken bir film.


Filmin giriş sahnesinde bir baba ve oğlu bataklık-göl karışımı bir yerde timsah avlamaya çalışırken görüyoruz. Akabinde kıyıya çıkan bu ikiliyi tanımlayamadığımız birisi çok vahşi bir şekilde öldürür. Gore anlamında oldukça sert diyebileceğimiz bu sahnenin ardından, filmin jeneriği çıkar. Hem de Marilyn Manson’nın, This is the New Shit şarkısı eşliğinde. İşte o zaman anlıyoruz bu filmin gerçek bir trash olduğunu.



Oldukça aparatif özellikler taşıyan bu giriş sahnesinin ardından New Orleans’da yapılan uçuk bir festival görüntülerine geçeriz. İçlerinden biri aşk acısı çekmekte olan 4 arkadaş buraya eğlenmeye gelmiştir. Devamlı ex aşkını düşünen oldukça dallama bir tipe sahip olan eleman, çevresinde göğüslerini fora etmiş hatunlara bakarken bile eski sevgilisini hatırlar. Tam odunla dövülecek bir tiptir bu. Siyahî arkadaşı da çaresizce teselli etmeye çalışır onu. Neyse arkadaşların 2 tanesi ayrılır bizim siyahî ile dallama eleman baş başa kalır. Dallamamız bir yerine bir şey girmişçesine, mükemmel festivalin tadını çıkartmak yerine lanetli bataklık denilen yerin turuna katılmak ister. Yaşlı bir çift, sessiz ama güzel bir kız, iki tane salak hatun ve onları kameraya alan bir sapık, son olarak angut bir tur rehberiyle geziye çıkarlar. Beklenildiği gibi sorun yaşarlar, tekne bir kayaya çarpmış ve su almaya başlamıştır. Zoraki karaya çıkan ekibimizi burada ise lanetli Victor Crowley beklemektedir. Efsaneye göre Victor babası tarafından yanlışlıkla balta ile öldürülmüş, bu acı ölümle ruhu dünyaya sıkışan Victor ise bu sıkışmışlığın acısını önüne geleni keserek, yırtarak ve kırarak çıkartmaktadır. Kaçınılmaz olarak da ekibimiz üyeleri Victor’un baltasının tadına bakacaktır.


Yönetmen Adam Gren özellikle gore sahnelerde oldukça güzel bir iş çıkartmış. Bolca şiddet ve kan kullanmaktan çekinmemiş. Filmin sloganı da epey manidar. “Eski usül Amerikan gerilimi”. Şiddet estetiği açısından İtalyan gore filmlerini de hatırlatıyor. Kimi zaman bir Lucio Fulci veya Joe D’Amato filmi izliyormuş izlenimine kapılıyorsunuz. Film bir çok açıdan eksik olan yönlerini bu fütursuz şiddet anlayışı ile kapatmasını biliyor. Bir de filmin sonunu oldukça beğendiğimi eklemeliyim. O dallamanın ucuz yırtmaması gerekiyordu. İyi oldu salağa.


Oyunculara değinmeye pek gerek yok. Sadece konuk oyuncu olarak 1-2 sahnede gördüğümüz, nam-ı diğer Candyman (Tony Todd) ve Fredy Kruger’ı (Robert Englund) anmamız yeterli. Sonuç itibariyle hassas bünyeleri epey rahatsız edecek bir film. O yüzden herkese gönül rahatlığı ile tavsiye edemeyeceğim. Ancak sinemada bolca şiddet ve kan arayışında olanların da kaçırmaması gereken bir film.

yazan:faust116

2 yorum:

  1. bu filmi izliyecektim ama görüntüsü kötü olduğu için salladım. eğer çok kanlıysa bide izliyecek kaliteli bir site varsa yazda bi bakam. madem bu kadar kanlı dedin canım çekti şimdi :O

    YanıtlaSil
  2. Fotolardan belli değil mi kanlı olduğu, çok daha fazlası var filmde emin ol..DVD'si var bende..bir ara izleriz beraber..tabi sen menopozdan çıktığın vakit :O

    YanıtlaSil