19 Nisan 2011 Salı

Scream 4



"Wes Craven, Scream 4 filminde internet çağının gittikçe yozlaştırdığı gençliğin yavaş yavaş birer ruh hastasına dönüştüğünü bize ima etmeye çalışıyor. "


Daha önce bu blogda Wes Craven’ın pek bilinmeyen işlerinden biri olan Deadly Blessing filmini ele almıştık. Bu sefer onun A Night on Elm Street sonrası yeni bir kuşağa adını duyuran Scream serisinin dördüncü filmine değineceğiz.

Scream serisinin ilk filmi 1996 yılında oldukça olay yaratmış, 90’ların son çeyreği ve 2000’li yılların popüler türlerinden biri olan teen-slasher akımının öncü filmlerinden biri olmuştur. 1997 ve 2000 yıllarında çekilen ikinci ve üçüncü filmin ardından yıllar sonra Wes Craven kendi yarattığı bu efsaneyi yeniden diriltiyor.


Filmi genel bir değerlendirmeye tabi tutarsak, ilk söyleyeceğimiz şey “dolaylı olarak ilk filmin yeniden çevrimi” olurdu. Katilin ilk filmdeki cinayet kurgusunu taklit ederek öldürmesi bunun bir göstergesi. Craven bir bakıma kendi yarattığı korku klişelerini bu şekilde ters yüz ediyor. Neyse konuya gelirsek; her zamanki gibi yine baş karakter olan Sidney (Neve Campell) dehşet dolu yılların ardından Woodsboro kasabasına geri dönmüştür. Üstelik geçen zaman diliminde yaşadıklarını kitaplaştırmıştır. Hatta bu kitaplardan filmler bile çekilmiştir. Kitabının imza töreni için geldiği Woodsboro’da birçok algının da değiştiği fark eder. Bir neslin acısı giderek başka bir neslin eğlencesi haline gelmiştir. Gelişen teknoloji ile beraber gençler arasında artık her şeyi kaydedip bir nevi internet şöhreti olma hevesi başlamıştır. Wes Craven filmin çıkış noktasını tam da buradan oluşturmuş aslında. Açıkçası benim için filmin en güzel yönü, hem klasik Scream mitine bağlı kalması hem de yeni ve güncel gelişmeleri filme çok güzel adapte etmesiydi. Buna benzer bir yöntemi George Romero zombi serisinin son filmi Diary of the Dead’de yapmış ve oldukça da başarılı olmuştu. Craven bu sayede filmi demode bir seyirlik olmaktan da kurtarıyor.


Hayalet maskeli katil katliamın yıldönümünde yine Sidney’in çevresindeki insanları öldürmeye başlar. Herkes yıllar sonra tekrar hortlayan bu dehşete anlam veremez. Sidney yine her zaman olduğu gibi bir yandan sevdiği insanları korumaya çalışırken, öte yandan yıllar sonra tekrar yaşadıkları ile yüzleşecektir. Diğer yandan şerif Dewey (David Arquette) ve karısı Gale (Courtene Cox) daha önce olduğu gibi yine Sidney’in yanında yer alacak ve cinayetleri çözmeye çalışacaklardır.


Scream 4’te olaylar çözülüpte cinayetleri kimin ve niçin işlediğini öğrendiğimizde sıkı bir “vay be” diyoruz. Şu an yeni vizyona girmiş bir film için çok fazla spoiler vermek elbette doğru olmaz ama şunu söyleyebiliriz ki; Wes Craven, internet çağının gittikçe yozlaştırdığı gençliğin yavaş yavaş birer ruh hastasına dönüştüğünü bize ima etmeye çalışıyor. Gerçi 1960 yapımı Michael Powell filmi Peeping Tom’a yapılan gönderme ile bu deliliğin kökeninin çok daha eskilere dayandığını dile getirmekten de geri kalmıyor.


Oyunculuklar açısından baktığımızda Scream serisinin çekirdek kadrosunu oluşturan Neve Campell, David Arquetta ve Courtney Cox bu filmde de üstüne düşeni hakkıyla yerine getiriyorlar. Neve Campell geçen yıllara karşın hala oldukça güzel. Yetmiş yaşını aşan Wes Craven ise teen-slahser filmler çekmekteki başarısı yine gösteriyor. Öyküyü gayet sağlam temeller üzerine koyarak, gayet sitilize bir iş çıkartmayı başarıyor.


Sonuç olarak korku filmi fanatiklerinin görmesi elzem filmlerden biri Scream 4. ‘Yine mi Scream’ diyip ön yargıyla yaklaşanlar ise sonradan bu filmi sinemada izlemedikleri için pişmanlık duyarlar. Benden söylemesi.

yazan:faust116

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder