Her Temas İz Bırakır ve ardından gelen Son Hafriyat ile Behzat Ç. sınırlı ama etkin bir hayran kitlesi edinmişti. 2010 yılının son baharından ete kemiğe bürünerek ekran yolculuğuna başlayan Behzat Ç. çok kısa sürede bir fenomene dönüşerek adeta sosyal bir vaka oldu. Televizyon serüveni boyunca da dizi sayesinde Behzat Ç.’yi keşfeden ve onun kitaplarını okuyan ciddi de bir kitle oluşmuştu. Bu süre zarfında Son Hafriyat romanının ayrıca filme çekilmesi gerekliliğinden birçok kere bahsediliyordu. En sonunda Behzat Ç. ekibi dizinin ilk sezonu biter bitmez film için çalışmalara başladı ve seyirciyle daha samimi bir diyalog kurmayı amaçlayan bir isimle ekran yolculuğundan bir süreliğine vizyon yolculuğuna atlamış oldu.
Filmin konusundan kısaca bahsedersek; kendisine Red-Kit diyen bir seri katil, polis teşkilatının çeşitli birimlerinde görev yapmış ve şu anda emekli olan bir takım kişilerin yakınlarını canlı canlı gömmektedir. Bu sıradışı seri cinayetler ekibimizin de kafasını karıştırmış, uykularını kaçırmıştır. Behzat bir yandan kaybettiği kızının zihninde yarattığı karmaşa ile uğraşırken öte yandan bu cinayetlerin kendisiyle bir bağlantısı olup olmadığını çözmeye çalışacaktır. Zamanla aslında her şeyin yılların verdiği bir acıyla planlanmış bir intikam hikayesi olduğunu öğreneceklerdir.
Dizinin belli karakterleri dışında hemen hepsi filmde de boy gösteriyor. İlave olarak rolü önceden çok tartışılan, olay yeri inceleme polisi rolünde Cansu Dere, bence gayet iyi bir performans çıkarmış. Red-Kit rolünde Tardu Flordun’dan daha etkili bir oyunculuk beklerdim. Kolsuz Ahmet rolünde Hakan Boyav ise Erdal Beşikçioğlu’dan sonra filmin en başarılısı. Pembo rolünde Rıza Kocaoğlu ve Gorbaçov Hasan rolünde Tolga Tekin'de rollerinin haklarını gayet iyi vermişler.
Seni Kalbime Gömdüm, Kesinlikle bir Son Hafriyat olmasa da güzel bir Behzat Ç. bölümünü sinemada sansürsüz olarak izleme olanağı vermesi açısından hayranlarına keyifli dakikalar geçirtecek bir film. Özellikle Hayalet’in uzun uzun anlattığı 'Red-Kit’in derdi benimle' temalı konuşması ve ardından Behzat Ç.’nin ona verdiği vodkalı reçete sahnesi, yaran Behzat Ç. anlarına zirveden giriş yapabilecek düzeyde. Son olarak Behzat Ç.’nin mucidi Emrah Serbes için de bir parantez açmak gerekirse, kendisi Serdar Akar'ın da etkisiyle romanın olabildiğince naif bir özeti niteliğinde senaryoya imza atmış. Aslında filmin genel sorunun senaryodan ziyade yönetimden kaynaklandığını da belirttik. Peki Emrah Serbes üçüncü bir Behzat Ç. kitabı yazacak mı? Kendisi bu konuda “yeni romanı ancak Behzat Ç. bittikten ve biraz unutulduktan sonra yayınlayabilirim”demişti. Açıkçası hem diziyi hem de filmi gerekirse kalbimize gömeriz Emrah Serbes. Sen yeter ki yeni bir kitap yayınla.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder