23 Ekim 2011 Pazar

The Devil's Double


The Devil’s Double Hollywood’ın kalburüstü gişe fimlerinin yönetmeni Lee Tamahori’nin yönettiği 2011 tarihli bir film. Bir zamanlar Saddam Hüseyin’in oğlu Uday Hüseyin’in dublörlüğünü yapan Latif Yahya’nın otobiyagrafik romanından uyarlanan bu film, şimdilerde çok farklı bir ülke olan Irak’ın 90’lı yılların başındaki haline de ışık tutuyor.

Filmin ana karakterlerini Uday ve Latif oluşturuyor. Saddam ve onun diğer oğlu Cusay ise hikayenin belli yerlerinde ortaya çıkan tamamlayıcı karakterler olarak göze çarpıyor. Film bir anlamda Latif’in dublörlük yaptığı süre zarfında yaşadıkları ve tanık olduklarına odaklanıyor. Oldukça obsesif ve psikopat bir karaktere sahip olan, kadınlara ve uyuşturucuya aşırı şekilde düşkün Uday, kendine uzun süredir bir dublör aramaktadır. Fiziksel olarak kendine %90 oranında benzeyen Latif’i tespit eden adamları kısa sürede onu Uday’ın yanına getirir. Latif ilkin dublör olmayı red eder. Uday bunun üzerine ona günlerce işkence ettirir ve ailesini öldürmekle tehdit eder. Latif kendisine teklif edilmekten ziyade bir nevi zorla verilen bu görevi kabul ederek Uday’ın yaşantısına ortak olur. Zamanla Uday’ın ne denli bir deli olduğunu, kişisel zevkleri uğruna masum insanların hayatlarını çalıp, onları nasıl heba ettiğine tanık olduğunda ise bu yaşantıdan kurtulmak için elinden geleni yapacaktır.

Filmin kimi noktalarda Amerikan işgalini haklı gören bir tutum içerisine girdiği iddia edilebilir ama tüm bu anlatılanların bizzat yaşamış bir karakter gözünden anlatıldığını düşündüğümüzde bu siyasal tavırları çokta fazla kafaya takmıyorsunuz.


Filmin bazı sahnelerde şiddet dozajını oldukça arttırdığını söyleyebiliriz. Bu durum her ne kadar beni memnun etse de, kimi seyircilere gereksiz gelecektir. Ayrıca beklediğimden daha az cinsel sahne barındırdığını da söyleyebilirim. Hatta kadınlara bağımlı Uday’ı bir kere bile sevişirken görmüyoruz. Onun yerine bu görevi de filmde dublörü Latif gerçekleştiriyor.


Yönetmen Lee Tamahori oldukça çarpıcı olduğunu düşündüğüm kitabı gayet iyi filme çekmiş. Gerçi kitabı okumadan bunu belirtmek imkansız ama filmin kesinlikle Saddam ve ailesinin gizli kalmış yaşantıları hakkında belli bir fikir verdiği aşikar. Hem Uday hem de Latif’i canlandıran Dominic Cooper ise bu rol için adeta biçilmiş kaftan olduğunu filmde her fırsatta göstermiş.


Sonuç olarak The Devil’s Double kesinle izleyiciyi sıkmayan ve oldukça ilginç konusu ile kendini sonuna kadar izlettiren gayet iyi bir film. Şu sıralar Şeytanın İkizi ismi ile ülkemiz sinemalarında da gösterimde olan bu filmi, hem aksiyon sevenlerin hem de şimdilerde tamamiyle değişmiş bir ülkenin mazisine bakmak isteyenlerin izlemesi gerekiyor.

yazan:faust116

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder