29 Mayıs 2011 Pazar

Josey Wales (The Outlaw Josey Wales)


Sadece iyilerin zarar gödüğü, pis bir iç savaşın ortasında kalmış bir karakter Josey Wales. Clint Eastwood’un 1976 yılında yönettiği ve başrolünü oynadığı The Outlaw Josey Wales’de Eastwood, vahşi batının son kalıntıları içerisinde intikam ve adalet kovalayan Josey Wales karakterini canlandırıyor.

Filmin henüz en başında evi yakılan, karısı ve çocuğu öldürülen Josey Wales, tüm bunlara sebep olan kırmızı çizmelilere karşı isyancıların yanına katılır. Ancak kısa süre sonra iç savaş biter ve tüm isyancılar silah bırakıp ABD’ye karşı bağlılık yemini ederken, Josey Wales tek başına kanunsuzluğunu sürdürmeye devam eder. Peşindeki ödül avcıları ve kırmızı çizmelileri atlatarak vahşi batıyı geçip meksika’ya gitmek istemektedir. Bu yolculuk boyunca masum insanlara adalet dağıtmaktan da geri kalmaz. Lone isimli yaşlı bir kızıldereli onun için önemli bir yol gösterici olur. Aynı zamanda yaşlı bir kadın ve onun genç bir kız olan torununu da haydutların elinden kurtarır.


Josey Wales film boyunca tam olarak intkam peşinde koşmaz. Aslında onun başlıca amacı kimsenin birbirini öldürmediği uygar bir toplumda yaşamaktır. Bunu en iyi anladığımız sahne Ten Bears ile yaptığı konuşma sahnesidir. Kendisinden barış isteyen Josey Wales’a Ten Bears’ın verdiği cevap ilginçtir. “Bizde zaten bir zamanlar var olan bir şeyi bize tekrar öneriyorsun” Josey’de buna karşılık;”Bundan başka yapılacak bir şey yok” diyerek durumun vahametini çok güzel ortaya koyar. Yine filmin sonlarında Josey’in dediği gibi “herkes bu savaşta biraz ölmüştür”.


Az önce Josey’in intikam peşinde koşan klasik bir karakter olmadığından bahsetmiştim. Bu açıdan bir çok muadili filmlerden ayrılıyor. Josey daha filmin başlarında bu kargaşının şahsi bir intikam serüveni ile sonlanmayacağının farkına varıyor. Bir anlamda karamsar ama kaybettiklerinin farkında, kendine hakim ve cool bir karakter Josey Wales. Gayesini de kısa sürede intikamın ötesine geçiriyor. Tek derdi teslim olmamak ve kalan bir avuç masum insanı korumak oluyor.


Josey Wales’ın somut prototiplerine de biraz değinecek olursak; herkese şüpheyle bakan, gözleri kısık ve siyah balgam çıkartacak kadar okkalı tükürebilen biridir. Josey Wales film boyunca bu şekilde tükürerek bir anlamda içindeki zehri azar azar atmaktadır. Ayrıca sıkıcı uzun hikayelerden hoşlanmayan, hemen uykusu gelen ve başında çok konuşulmasından hiç haz etmeyen bir karakterdir. Bu tarz ufak ayrıntılar, onun aynı zamanda Anti-Hero kimliğini de oluşturan başlıca temel unsurlar olarak göze çarpıyor.


Sonuç itibariyle The Outlaw Josey Wales, kimi zaman durgun kimi zaman hareketli, insana sıradışı bir gerçeklik duygusu veren ilgiç bir western. Eastwood klasik western’in naifliğini, spagetti western’in kirli yönü ile birleştirip ortaya değişik bir iş çıkarmış. Vahşi batının son adalet savaşçısı Josey Wales’ın öyküsünü görmek ve de Clint Eastwood’un usta rejisi ile naif bir spagetti western seyretmek için izlenmesi şart filmlerden biri.

yazan:faust116

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder